Kadın Balıkçıdan insanlık dersi

YAŞAM (Ünye Kent) - Ünye Kent Gazetesi | 10.03.2019 - 23:33, Güncelleme: 28.03.2022 - 16:21 2276+ kez okundu.
 

Kadın Balıkçıdan insanlık dersi

Balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Filiz Yazkan, tezgahında kediler ve diğer sokak hayvanları için her gün birkaç kilo balık ayırıyor
Perşembe'de uzun yıllardır balıkçılık yapan 44 yaşındaki Filiz Yazkan, sokak hayvanları için her gün bir miktar balık ayırıyor. Tezgahın üzerinde ''Kediler için'' yazsısını görenler  önce şaşırıyor, sonra da beni takdir ediyor diyen Yazkan, ''Aileler buraya balık almaya geldiğinde küçük çocuklar, burada hayvanlara balık vermek istiyorlardı. Aileler de kızıyordu, onu satıyorlar, vermeyin diye. Ben de bir gün önceden kalan balıkları ya da hurdaya çıkan yaralı, ezilmiş olan balıkları kenara koyuyorum. Çocuklar da bu ayırdığım balıkları kedilere verip hem hayvan sevgisi kazansınlar hem de mutlu olsunlar diye böyle bir şey yapmaya başladım. Bu şekilde de devam ettiriyorum.  Hayvanları sevmeyen doğayı veya hiç kimseyi sevmez, kendisini de sevmez. Tabi ki hayvanları ben de çok seviyorum. Hayvanları sevdiğimizden dolayı bunu çocuklarımıza aşılamak amaçlı yaptığım bir uygulama bu. Sürekli kedilere balık veriyorduk ama bu şekilde uygulamaya koymak daha iyi oldu. Çünkü aileler çocuklarına kızıyordu. Ben de üzülüyordum. Aileler çocukları sıktığı zaman ağlıyorlar, ağladıkları zaman üzüldüğümden dolayı böyle bir şey yapmak istedim. Ailelere de söylüyorum, onu hayvanlara verebilirler, hem hayvanları seviyor ve onlarla haşır neşir oluyorlar, hem de onlara ilgi gösteriyorlar. Kediler, hayvanlar da mutlu oluyor, çocuklar da mutlu oluyor. Bu sayede aileler burada daha çok vakit geçiriyor. Hava güzel olduğunda da aileler çocuklarıyla sürekli geliyor. Kedilerin dışında martılara ve köpeklere veriyoruz. Bazı köpekler balığı çok seviyor, özellikle istavrit balığını. Bu nedenle sokak köpeklerine de veriyoruz.  Evliyim ve üç oğlum var. Bunun da anne şefkatiyle yaklaşmam da etkisi var. Tabi üç çocuk annesi olmak büyük bir meşakkat istiyor. Onlara verdiğin sevgiyi hayvanlara da veriyorsun. Zaten çocuklarım da hayvanları çok seviyorlar. Hatta sokak hayvanlarını eve getiriyorlar. Yaralı olanları da tedavi ettirmeye çalışıyorlar, besliyorlar. Bir sokak köpeğimiz var, tasması gibi gerekli şeyleri var, 6 aylıktan beri de elimizde büyüdü. Yani çocuklarım da düşkünler, ben de onlara hayvan sevgisini öğretmeye çalıştım. Ama onlar daha çok bana hayvanlara karşı sevgiyi ve ilgiyi öğrettiler. Kediler olsun, köpekler olsun istavrit balığını daha çok severek yiyorlar. Protein açısından daha yüksek olduğundan dolayı diye biliyoruz. Diğer çeşitlerde seçici davranıyorlar. İstavrit balığına hayır demiyorlar, mesela mezgit, barbun veya başka bir balığa hayır diyorlar'' dedi.   ''Çalışma hayatında kadınlara daha çok özgürlük istiyorum'' 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak da konuştuğumuz Yazkan; ''Balıkçılık mesleğinin tabi ki zorlukları var ama işinizi severek yaptıktan sonra hiçbir iş zor değildir. Kadınlara çalışma hayatında daha çok özgürlük istiyorum. Her yerde istedikleri gibi çalışabilmelerini istiyorum ama erkek baskınlığından dolayı kadınları küçük görüp, hor görüp baskıcı davranarak onların iş hayatını zorlaştırıyorlar ve akılları hiç bir şeye ermiyormuş gibi davranan insanlar var her yerde. Kadınların da bu işi onlardan daha iyi yapabilecek olduğuna inanıyorum. Çünkü her şeye sevgiyle yaklaşıyorlar. Bana göre severek yapılan işler daha iyi oluyor. Kadınlar sadece bir gün değil her gün hatırlanmalı ve saygı görmelidir'' dedi. 
Balıkçılık yaparak geçimini sağlayan Filiz Yazkan, tezgahında kediler ve diğer sokak hayvanları için her gün birkaç kilo balık ayırıyor
Perşembe'de uzun yıllardır balıkçılık yapan 44 yaşındaki Filiz Yazkan, sokak hayvanları için her gün bir miktar balık ayırıyor. Tezgahın üzerinde ''Kediler için'' yazsısını görenler  önce şaşırıyor, sonra da beni takdir ediyor diyen Yazkan, ''Aileler buraya balık almaya geldiğinde küçük çocuklar, burada hayvanlara balık vermek istiyorlardı. Aileler de kızıyordu, onu satıyorlar, vermeyin diye. Ben de bir gün önceden kalan balıkları ya da hurdaya çıkan yaralı, ezilmiş olan balıkları kenara koyuyorum. Çocuklar da bu ayırdığım balıkları kedilere verip hem hayvan sevgisi kazansınlar hem de mutlu olsunlar diye böyle bir şey yapmaya başladım. Bu şekilde de devam ettiriyorum.  Hayvanları sevmeyen doğayı veya hiç kimseyi sevmez, kendisini de sevmez. Tabi ki hayvanları ben de çok seviyorum. Hayvanları sevdiğimizden dolayı bunu çocuklarımıza aşılamak amaçlı yaptığım bir uygulama bu. Sürekli kedilere balık veriyorduk ama bu şekilde uygulamaya koymak daha iyi oldu. Çünkü aileler çocuklarına kızıyordu. Ben de üzülüyordum. Aileler çocukları sıktığı zaman ağlıyorlar, ağladıkları zaman üzüldüğümden dolayı böyle bir şey yapmak istedim. Ailelere de söylüyorum, onu hayvanlara verebilirler, hem hayvanları seviyor ve onlarla haşır neşir oluyorlar, hem de onlara ilgi gösteriyorlar. Kediler, hayvanlar da mutlu oluyor, çocuklar da mutlu oluyor. Bu sayede aileler burada daha çok vakit geçiriyor. Hava güzel olduğunda da aileler çocuklarıyla sürekli geliyor. Kedilerin dışında martılara ve köpeklere veriyoruz. Bazı köpekler balığı çok seviyor, özellikle istavrit balığını. Bu nedenle sokak köpeklerine de veriyoruz.  Evliyim ve üç oğlum var. Bunun da anne şefkatiyle yaklaşmam da etkisi var. Tabi üç çocuk annesi olmak büyük bir meşakkat istiyor. Onlara verdiğin sevgiyi hayvanlara da veriyorsun. Zaten çocuklarım da hayvanları çok seviyorlar. Hatta sokak hayvanlarını eve getiriyorlar. Yaralı olanları da tedavi ettirmeye çalışıyorlar, besliyorlar. Bir sokak köpeğimiz var, tasması gibi gerekli şeyleri var, 6 aylıktan beri de elimizde büyüdü. Yani çocuklarım da düşkünler, ben de onlara hayvan sevgisini öğretmeye çalıştım. Ama onlar daha çok bana hayvanlara karşı sevgiyi ve ilgiyi öğrettiler. Kediler olsun, köpekler olsun istavrit balığını daha çok severek yiyorlar. Protein açısından daha yüksek olduğundan dolayı diye biliyoruz. Diğer çeşitlerde seçici davranıyorlar. İstavrit balığına hayır demiyorlar, mesela mezgit, barbun veya başka bir balığa hayır diyorlar'' dedi.
 
''Çalışma hayatında kadınlara daha çok özgürlük istiyorum''
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak da konuştuğumuz Yazkan; ''Balıkçılık mesleğinin tabi ki zorlukları var ama işinizi severek yaptıktan sonra hiçbir iş zor değildir. Kadınlara çalışma hayatında daha çok özgürlük istiyorum. Her yerde istedikleri gibi çalışabilmelerini istiyorum ama erkek baskınlığından dolayı kadınları küçük görüp, hor görüp baskıcı davranarak onların iş hayatını zorlaştırıyorlar ve akılları hiç bir şeye ermiyormuş gibi davranan insanlar var her yerde. Kadınların da bu işi onlardan daha iyi yapabilecek olduğuna inanıyorum. Çünkü her şeye sevgiyle yaklaşıyorlar. Bana göre severek yapılan işler daha iyi oluyor. Kadınlar sadece bir gün değil her gün hatırlanmalı ve saygı görmelidir'' dedi. 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberunye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.