Herkes Kendi Ohal’ini İlan Etmezse Korona Bitmez!

SAĞLIK 30.11.2020 - 23:57, Güncelleme: 28.03.2022 - 16:21 1303+ kez okundu.
 

Herkes Kendi Ohal’ini İlan Etmezse Korona Bitmez!

Yemekhanelerin yoğun bakım ünitesi haline getirildiği Ordu’da kaygı verici şekilde artan korona virüs vakalarını değerlendiren Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Coşkun, “Bu sonuca maske-mesafe-temizlik kuralına yeteri kadar uymadığımız için ulaştık. Virüs uzaktakinde değil yakınımızdaki insanda. Herkes kendi Olağan Üstü Haline (OHAL) ilan edip uygularsa salgını rahatça atlatırız.” dedi.
Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Coşkun ile artan korona virüs vakalarını konuştuk. Çok önemli bilgiler ve tespitler aldık. Sözü uzatmadan Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Coşkun’a bırakıyoruz. İşte o röportajımız:              MASKE-MESAFE-TEMİZLİK ÖNEMLİ Soru: Ordu’yu bu kadar kızartan şey nedir ya da Ordu olarak nasıl oldu da en çok vaka artışının yaşandığı iller arasında ilk sıraları gördük? Neyimiz eksik ya da neyimiz fazla…          Bu işin geneli aslında. İller açısından baktığımızda kimse kimseden daha iyi veya kötü durumda değil. Hemen hemen Türkiye’nin her tarafı aynı durumda. Bunun en önemli nedeni vatandaşların başından beri önlemlere riayet etmemesi. Sağlık Bakanlığı’nın söyledikleri, devletimizin yetkililerinin söyledikleri, bizim tabipler olarak söylediklerimiz önlemlere yani maske, mesafe, temizlik önlemlerine vatandaşlarımızın bir türlü olması gerektiği şekilde dikkat etmemesi. Bugünkü durumun en büyük nedeni bu.   BU GÜNLERİ GÖRMEYEBİLİRDİK Soru: İşin içinde biri olarak tespitiniz bu şekilde mi? Evet. Hâlâ daha misafirliklere gidiliyor. Hâlâ daha kafeteryalarda kalabalık oturulması devam ediyor.  Bize gelen en büyük nedenler bunlar. Eğer ki başta bu önlemlere dikkat edilseydi, vatandaşlarımız bu önlemlere gerekli önemi verseydi herhalde bugünleri yaşamazdık.   OHAL İLAN EDİN Soru: Önlem almak için Ordu olarak geç mi kaldık peki…  Hayır hâlâ daha geç değil. Hâlâ daha durum telafi edilebilir. Yapmamız gereken önlemlere riayet etmek. Devletimizin aldığı, Sağlık Bakanlığımızın aldığı kurallara harfiyen uymak. Başta Salık Bakanımız demişti, herkes kendi OHAL’ini oluştursun diye. Çok güzel bir laf, çok doğru bir laf.  Güzel bir laf aslında herkesin kendi önlemini alması. Herkesin kendi tedbirini azami ölçüde alması lazım ki bu virüsü inceldiği yerde kırılabilsin. Buna inanıyorum. Ordulular şimdi bu son olaylardan sonra daha sıkı önlem almıştır diye düşünüyorum. İnsanlar artık daha çok dikkatli bu konuda. İnşallah bu dikkat devam ederse pandeminin (salgın), hastalığın üstesinden geleceğiz. Buna inanıyorum. BİR MASKE BİR GÜN KULLANILIR Soru: Maske-Mesafe-Temizlik konusunda Ordu’da eksiklikler var mı?     İki şey var. Maskeyi takıyoruz ama ne kadar tutuyoruz. Bir gün iki gün maskeyi değiştirmeden takanlar var. Maskeyi günlerce takan var. Maske üç dört saat kullandıktan sonra atılmalı. En fazla bir gün kullanmamız gerekir. Maskeyi günlük olarak kullanmamız lazım. Tahrip olabilir, deforme olabilir, ıslanabilir, sık aralıklarla değiştirmemiz lazım. Maskeyi salgının atağa kalktığı, arttığı bu günlerde sık sık değiştirmek lazım. Bu birincisi.   VİRÜS UZAKTA DEĞİL YAKINDA Soru: İkincisi nedir? İkincisi korunduğumuz kişilerden zarar görmüyoruz en yakınlarımızdan zarar görüyoruz. Yani ‘bunda bir şey yoktur’ düşüncesiyle oturduğumuz, çay içtiğimiz arkadaşlarımızdan, kardeşimizden belki anne babamızdan virüs bize geçiyor. Belki de biz onlara geçirebiliyoruz. Böyle zarar görüyoruz. Onun için herkesi karşısındaki kişi kim olursa olsun onu sanki kovitliymiş gibi düşünerek ona göre yaklaşması, ona göre hareket etmesi lazım. Eğer bunları yapabilirsek gerçekten bu hastalığı çok çabuk Ordu’muzdan, ülkemizden atabileceğiz.   HER GELENİ KOVİTLİ BİL Soru: Tehlike yakında uzakta değil yani…  Evet. Ama herkesi şöyle düşünmek lazım. Herkesi kovitliymiş gibi düşünerek kendi önlemimizi kendimizin alması lazım. ‘Ya bu benim kardeşim bunda kovit mi vardır, beraber oturalım, çay içelim, mesafeye gerek yok’ dememek lazım.  ‘Maskeye de gerek yok’ dediğimiz anda, bulaşmalar oluyor. Buna çok dikkat etmek lazım. Bundan geçmez diye düşünmememiz lazım.   KORONA TAŞIYAN TANIDIK Soru: Bunlar Ordu’da öne çıkan konular diyorsunuz…   Bence en çok ön plana çıktığımız konu tanımadığımız kişilerden korunuyoruz, gerçekten bunları tanımıyorum,  bunlardan bana bulaşabilir dediğimiz kişilerden korunuyoruz, bu kişilere dikkat ediyoruz ama yakınlarımız konusunda bariyerlerimizi kendimiz yıkıyoruz. Bulaşmalar bu yüzden oluyor. En çok da bunlardan meydana geliyor bulaşmalar.   TAM KAPANMA OLABİLİR Soru: Peki virüsün yayılma hızı böyle giderse sizce tam kapanma gerekiyor mu?  Benim kendi kanaatim vatandaşlara bakarsanız zaten çok fazla dışarıda değiller. Bundan 15 gün öncesine göre vatandaş zaten kendi kendine bir kapanma yapmış. Eğer bu şekilde giderse tam kapanmaya gerek de kalmayabilir. Tabii vakalar artarsa elbette ki tam kapanma gerekli hale gelecektir. Tam kapanmadaki amaç insanların birbirlerine bu hastalığı elden ele, evden eve bulaştırmaması. Eğer insanlar buna devletin hiçbir önlem almayıp kendileri riayet ederlerse kendi işleri olmadıkça dışarı çıkmazlarsa bence hiçbir şeye gerek yok. Ama yine aynı şekilde dikkat edilmezse tabii devletimiz, sağlık yetkililerimiz mutlaka tam kapanma, sokağa çıkmanın tamamen yasaklanması tedbirlerini de alacaklardır.   YEMEKHANELERİN YOĞUM BAKIM YAPILMASI YETERLİ OLUR MU? Soru: Ordu’da tedbirler alındı yemekhaneler yoğun bakım yapıldı. Bunlar yeterli olur mu yoksa sizin önerebileceğimiz başka önlemler de var mı?        Bence bunlar yeterli olur. Tabii bundan sonra daha fazla artmaması lazım. Burada Ordu halkına önemli iş düşüyor. İnsanımız kurallara uyarsa ekstradan önlem almaya gerek kalmayacaktır. Eğer dikkat etmezlerse, aynı şekilde davranırlarsa bu önlemler yetmeyecektir. Belki başka inşaat projeleri, pratik prefabrik alanlar düşünülecektir. Ama ben inanıyorum ki Ordu halkı bunun farkına varmıştır. Sağlık görevlilerine daha fazla yük yüklemeyecektir.   SAĞLIKÇILARA ÇOK FAZLA YÜK YÜKLENMEMELİ Soru: Daha fazla vaka sağlık görevlileri için de da fazla yük demek…    Çünkü sonuçta doktor, sayımız sınırlı, sokaktan alındığı gibi doktor, hemşire olunmuyor. Belli bir eğitim, belli bir tahsille buraya gelmiş insanlar. Yetişmiş elemanlarımızın sayısı belli, sağlıkçılarımıza çok fazla yük yüklemememiz lazım. Vatandaşlarımızın bunu en birinci sırada düşünerek hareket etmesi lazım. Aslında bir anlamda kendi sağlıklarını da düşünmeleri demektir.  Doktor ve hemşirelere daha çok yük yüklemeden kendi sağlıklarını korumaları gerekir. Her şey vatandaşta bitiyor. Ne olur mecbur kalmadıkça evden dışarı çıkmayın. Mutlaka en yakınınız da olsa önlemlerinizi alın. Tedbirleri alarak oturun. Evinizi sık sık havalandırın. Mesafeli oturun. Her zamankinden daha dikkatli, daha mesafeli olsun.   BİZİ NASIL BİR ARALIK-OCAK-ŞUBAT BEKLİYOR? Soru: Peki gelecek ön görünüz nedir. Bizi nasıl bir aralık-ocak-şubat-mart bekliyor?       Mevsimsel gripler de başlıyor. Maske kullanımı mevsimsel griplerin geçişini de bir miktar azaltacaktır. Tabloya mevsimsel griplerin yani soğuk algınlığının da eklenmesi ile beraber tablo iyice karışabilir. Hekimlerimiz bu konuda karar vermede, tedavide ciddi sorunlar yaşayacaklardır. Vatandaşımız kurallara dikkat ederse, sadece maske ve mesafeye dikkat ederlerse durum rahatlayacaktır. Ben her şeyin başının vatandaşta olduğunu düşünüyorum. Vatandaşımız bu tedbirlere gerektiği gibi maksimum riayet ederlerse hem kendileri rahatlayacak hem de hekimlerimiz rahatlayacak belki de Türkiye’de etkilenerek Türkiye rahatlayacaktır.   GRİP BİR RİSKTİR  Soru: Kış gribinin başlaması da risk olarak ifade ediliyor… Mevsimsel griplerin de eklenmesiyle tablonun biraz daha zorlaşacağını düşünüyorum. Vatandaşlarımız bu konuda tedbirleri yeterince alırlarsa mevsimsel griplerin de etkisi olmadığı gibi mevsimsel griplerin de etkilemeyeceğini düşünüyorum. Burada ana nokta vatandaşlarımızın kurallara riayet etmeleri. Dünyanın en iyi ilaçlarını da getirseniz, dünyanın en iyi aşılarını da getirseniz yine iş insanımıza düşüyor. İnsanımız lütfen misafirliklere gitmesin, sosyal mesafelerini korusun.   FINDIK OLUMSUZ ETKİLEMEDİ Soru: Peki Ordu için fındık sezonu risk olarak görülüyordu. Gurbetçiler gelecek, işçiler gelecek diye. Nasıl bir etkisi oldu?    Mutlaka olumsuz etkisi olmuştur ama şu anki geldiğimiz durumun fındık sezonuyla veya okullarla alakalı olduğunu düşünmüyorum. Şu an geldiğimiz sorun tamamıyla vatandaşların bu tedbirlerin hafife almasından kaynaklanmaktadır.   C ve D VİTAMİNİ ÖNEMLİ Soru: Korona virüse karşı takviye gıdalar konusu da gündemde. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?   Ben şunu ifade etmek istiyorum. Özellikle hekimlerin tavsiye ettiği her ek gıdayı alabilirler. Özellikle bilim kurulunun önerdiği, Sağlık Bakanlığımızın önerdiği her ek gıdayı alabilirler. Onun dışında başak kurumların başka kişilerin tavsiye ettiği gıdaları almamalarını öneriyorum. Burada ek gıda olarak alınması gereken en önemli gıdaların başında bir su geliyor. İkincisi c vitamini geliyor. Bir de d vitamini geliyor. Onun dışında ek gıdaları alırken mutlaka -hatta her gıdayı alırken- hekimlere danışsınlar.   HEKİM BİR TELEFON KADAR UZAKTA Soru: Sormadan kullanmasınlar diyorsunuz… Hekimler bir telefon uzaklarında. Her hekim kardeşim zaten fedakarca çalışıyor. Büyük yük var üzerlerinde herkesin aile hekimine danışması durumunda aile hekimlerimiz bu konuda zaten yeterli bilgiye sahip. Onlara neleri alıp neleri almayacağı konusunda uyarılar yapabilir. Tabi çok fazla gıda alıp vücudu çöplüğe çevirmemek lazım ihtiyacı olan gıdayı almak lazım.   ÇAY YERİNE IHLAMUR Soru: Virüse karşı etsi olan özel gıdalar da olabilir mi?  Kış mevsiminde en çok ihtiyacımız olan gıda güneşin olmadığı için d vitaminidir. Enfeksiyonlara karşı direncin arttırılması içinde c vitaminidir. Demir eksiği olanlar, kansızlığı olanlar özellikle demir destekleyicileri almak istemiyorlarsa kara üzüm pekmezini öneriyorum. Yine kışın en çok bu tip durumlarda tüketilecek içecekler arasında çay yerine ıhlamur tüketmelerini öneriyorum. Bol su içmelerini öneriyorum. Onun dışında c vitamini ve d vitamini almalarını öneriyorum. Ama yine tabii ki hekimlerine sorsunlar. Hekimlerin onlara tavsiye ettiği başka gıdalar olabilir. Bu gıdaları alması yasak olan hastalar da olabilir. Hastalığın durumuna göre gıda alınmalı. Mutlaka hekimlerle, aile hekimleri ile diyalog içerisinde bu gıdaları tüketsinler.   RAKAM VERMEK GERÇEKÇİ OLMAZ Soru: Şu anda Ordu’daki günlük vaka sayısı nedir? Rakam verebilir misiniz?   Ordu’da günlük vaka sayıları ile ilgili rakam açıklayamıyoruz. Bize akış resmi bir yoldan gelmediği için söylediğimiz her sayı havada kalır. Dolayısıyla resmi bir kaynaktan alınmadığı için rakam vermemiz doğru olmaz.   İNSANIMIZI SEVİYORUZ… Soru: Bir hekim olarak son olarak ne söylemek istersiniz? Ben şöyle söyleyeyim insanımı çok seviyorum. Hekimlerimizi insanlarımızı çok seviyoruz zaten sevgi olmazsa hekimlik olmaz ama bizim onları sevdiğimiz kadar ne olur onlar da bizi sevsinler ve bu pandemi (salgın) tedbirlerine azami özen göstersinler. Çünkü artık gerçekten hekimlerimizde yorgun durumda. Cidden yorgun durumda ama yine de fedakarca çalışıyorlar. Bakın hiç birisi görevi bırakmıyor. Hepsi vatandaşımız şifa bulsun diye çalışıyor. Vatandaşımızdan tek istediğimiz önerdiğimiz 3 tane basit tedbire riayet etsinler. Bu ara görüşmesinler kimseyle, komşu ziyaretleri yapmasınlar, akraba ziyaretleri yapmasınlar. Eş dost ziyaretleri yapmasınlar. Herkes evine kapansın. Bunu el birliği ile çözeceğiz. Tek başımıza dünyanın en iyi ilacını getirsek, en iyi aşısını getirsek, en iyi tedavi işlemini getirsek bunu çözemeyiz. Bunu ancak el birliği ile davranışlarımız geliştirerek ve güzelleştirerek çözebiliriz.   TÜRK İNSANINA YAKIŞMIYOR Soru: Bu kadar kritik konu yanında hekimlere saldırı konusu da gündemde vardı… Hekimlere şiddet, sağlık personeline şiddet artık yakışmıyor. Gerçekten yakışmıyor. Artık bilişim çağındayız. Hele de Türk hekimlerine, canını-ölümü hiçe sayan, vatandaşının kurtulması için canını ortaya koyan Türk hekimlerine gerçekten saldırmak demek bu vatanın bu toprağın insanına ihanet etmek demek. Ben böyle insanları gerçekten Allah’a havale ediyorum. Bir hekime saldırmak ne demek ya…   SİZİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR… Soru: Bu konuda da dertlisiniz… Hekim doğumunuzda var, ölümünüze kadar yanınızda ve sizi hayata tutmaya çalışan meslek erbabı. Yıllarını vermiş, ömrünü çürütmüş, çocuklarını görememiş, kendini mesleğe adamış böyle bir hekime böyle bir hekim grubuna saldırılması gerçekten affedilir bir şey değil. İnşallah devletimiz bu konuda en caydırıcı tedbirleri alır diyorum ama devletin tedbir alması önemli değil önemli olan burada vatandaşımızın bilinci. Ben burada ne yapıyorum diye kendine sorması lazım. Bir hekim bir hastayı hayatta tutmaya çalışıyor, iyiliği için çalışıyor ve bu hekime sonunda saldırı reva olabilir mi? Bu dünyanın hiçbir yerinde yok inanın. Ben insanımızın sağ duyusuna güveniyorum. İnşallah hekimlere bu saldırı son bulur.     HEKİM DOSTU ŞEHİR ORDU Soru: Bu konuda Ordu olarak bir çalışmanız vardı? Ben Ordu Tabipler Odası başkanlığına seçildiğimde bir projem vardı. Pandemi (salgın) nedeniyle hayata koyamamıştık. İnşallah pandemi (salgın) geçtiğinde ortaya koyacağız ama şimdide koysak bir zararı olacağını düşünmüyorum. Burası hekim dostu şehir olacak demiştim. Yani hekime saldırının olmadığı, sağlık personeline saygının en yüksek olduğu bir şehir olacak burası. Hekim dostu şehir bunun için el birliği ile çalışacağız demiştim. Öyle hekim dostu şehir olacak ki burası dışarıdaki hekimler İstanbul, Ankara, İzmir’deki hekimler bizim hocalarımız profesörler bu kadar saygılı bir şehre gidelim yerleşelim en azından görelim diyecekler. Ben bunun için uğraşacağım. İnşallah öncelikle hedefimiz şu pandemi (salgın). Pandemiyi (salgın) bitirdikten sonra inşallah bu güzel işlerle de uğraşacağız.   
Yemekhanelerin yoğun bakım ünitesi haline getirildiği Ordu’da kaygı verici şekilde artan korona virüs vakalarını değerlendiren Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Coşkun, “Bu sonuca maske-mesafe-temizlik kuralına yeteri kadar uymadığımız için ulaştık. Virüs uzaktakinde değil yakınımızdaki insanda. Herkes kendi Olağan Üstü Haline (OHAL) ilan edip uygularsa salgını rahatça atlatırız.” dedi.

Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Coşkun ile artan korona virüs vakalarını konuştuk. Çok önemli bilgiler ve tespitler aldık. Sözü uzatmadan Ordu Tabip Odası Başkanı Dr. Coşkun’a bırakıyoruz. İşte o röportajımız:         

 

 

MASKE-MESAFE-TEMİZLİK ÖNEMLİ

Soru: Ordu’yu bu kadar kızartan şey nedir ya da Ordu olarak nasıl oldu da en çok vaka artışının yaşandığı iller arasında ilk sıraları gördük? Neyimiz eksik ya da neyimiz fazla…

        

Bu işin geneli aslında. İller açısından baktığımızda kimse kimseden daha iyi veya kötü durumda değil. Hemen hemen Türkiye’nin her tarafı aynı durumda. Bunun en önemli nedeni vatandaşların başından beri önlemlere riayet etmemesi. Sağlık Bakanlığı’nın söyledikleri, devletimizin yetkililerinin söyledikleri, bizim tabipler olarak söylediklerimiz önlemlere yani maske, mesafe, temizlik önlemlerine vatandaşlarımızın bir türlü olması gerektiği şekilde dikkat etmemesi. Bugünkü durumun en büyük nedeni bu.

 

BU GÜNLERİ GÖRMEYEBİLİRDİK

Soru: İşin içinde biri olarak tespitiniz bu şekilde mi?

Evet. Hâlâ daha misafirliklere gidiliyor. Hâlâ daha kafeteryalarda kalabalık oturulması devam ediyor.  Bize gelen en büyük nedenler bunlar. Eğer ki başta bu önlemlere dikkat edilseydi, vatandaşlarımız bu önlemlere gerekli önemi verseydi herhalde bugünleri yaşamazdık.

 

OHAL İLAN EDİN

Soru: Önlem almak için Ordu olarak geç mi kaldık peki… 

Hayır hâlâ daha geç değil. Hâlâ daha durum telafi edilebilir. Yapmamız gereken önlemlere riayet etmek. Devletimizin aldığı, Sağlık Bakanlığımızın aldığı kurallara harfiyen uymak. Başta Salık Bakanımız demişti, herkes kendi OHAL’ini oluştursun diye. Çok güzel bir laf, çok doğru bir laf.  Güzel bir laf aslında herkesin kendi önlemini alması. Herkesin kendi tedbirini azami ölçüde alması lazım ki bu virüsü inceldiği yerde kırılabilsin. Buna inanıyorum. Ordulular şimdi bu son olaylardan sonra daha sıkı önlem almıştır diye düşünüyorum. İnsanlar artık daha çok dikkatli bu konuda. İnşallah bu dikkat devam ederse pandeminin (salgın), hastalığın üstesinden geleceğiz. Buna inanıyorum.

BİR MASKE BİR GÜN KULLANILIR

Soru: Maske-Mesafe-Temizlik konusunda Ordu’da eksiklikler var mı?    

İki şey var. Maskeyi takıyoruz ama ne kadar tutuyoruz. Bir gün iki gün maskeyi değiştirmeden takanlar var. Maskeyi günlerce takan var. Maske üç dört saat kullandıktan sonra atılmalı. En fazla bir gün kullanmamız gerekir. Maskeyi günlük olarak kullanmamız lazım. Tahrip olabilir, deforme olabilir, ıslanabilir, sık aralıklarla değiştirmemiz lazım. Maskeyi salgının atağa kalktığı, arttığı bu günlerde sık sık değiştirmek lazım. Bu birincisi.

 

VİRÜS UZAKTA DEĞİL YAKINDA

Soru: İkincisi nedir?

İkincisi korunduğumuz kişilerden zarar görmüyoruz en yakınlarımızdan zarar görüyoruz. Yani ‘bunda bir şey yoktur’ düşüncesiyle oturduğumuz, çay içtiğimiz arkadaşlarımızdan, kardeşimizden belki anne babamızdan virüs bize geçiyor. Belki de biz onlara geçirebiliyoruz. Böyle zarar görüyoruz. Onun için herkesi karşısındaki kişi kim olursa olsun onu sanki kovitliymiş gibi düşünerek ona göre yaklaşması, ona göre hareket etmesi lazım. Eğer bunları yapabilirsek gerçekten bu hastalığı çok çabuk Ordu’muzdan, ülkemizden atabileceğiz.

 

HER GELENİ KOVİTLİ BİL

Soru: Tehlike yakında uzakta değil yani… 

Evet. Ama herkesi şöyle düşünmek lazım. Herkesi kovitliymiş gibi düşünerek kendi önlemimizi kendimizin alması lazım. ‘Ya bu benim kardeşim bunda kovit mi vardır, beraber oturalım, çay içelim, mesafeye gerek yok’ dememek lazım.  ‘Maskeye de gerek yok’ dediğimiz anda, bulaşmalar oluyor. Buna çok dikkat etmek lazım. Bundan geçmez diye düşünmememiz lazım.

 

KORONA TAŞIYAN TANIDIK

Soru: Bunlar Ordu’da öne çıkan konular diyorsunuz…  

Bence en çok ön plana çıktığımız konu tanımadığımız kişilerden korunuyoruz, gerçekten bunları tanımıyorum,  bunlardan bana bulaşabilir dediğimiz kişilerden korunuyoruz, bu kişilere dikkat ediyoruz ama yakınlarımız konusunda bariyerlerimizi kendimiz yıkıyoruz. Bulaşmalar bu yüzden oluyor. En çok da bunlardan meydana geliyor bulaşmalar.

 

TAM KAPANMA OLABİLİR

Soru: Peki virüsün yayılma hızı böyle giderse sizce tam kapanma gerekiyor mu? 

Benim kendi kanaatim vatandaşlara bakarsanız zaten çok fazla dışarıda değiller. Bundan 15 gün öncesine göre vatandaş zaten kendi kendine bir kapanma yapmış. Eğer bu şekilde giderse tam kapanmaya gerek de kalmayabilir. Tabii vakalar artarsa elbette ki tam kapanma gerekli hale gelecektir. Tam kapanmadaki amaç insanların birbirlerine bu hastalığı elden ele, evden eve bulaştırmaması. Eğer insanlar buna devletin hiçbir önlem almayıp kendileri riayet ederlerse kendi işleri olmadıkça dışarı çıkmazlarsa bence hiçbir şeye gerek yok. Ama yine aynı şekilde dikkat edilmezse tabii devletimiz, sağlık yetkililerimiz mutlaka tam kapanma, sokağa çıkmanın tamamen yasaklanması tedbirlerini de alacaklardır.

 

YEMEKHANELERİN YOĞUM BAKIM YAPILMASI YETERLİ OLUR MU?

Soru: Ordu’da tedbirler alındı yemekhaneler yoğun bakım yapıldı. Bunlar yeterli olur mu yoksa sizin önerebileceğimiz başka önlemler de var mı?       

Bence bunlar yeterli olur. Tabii bundan sonra daha fazla artmaması lazım. Burada Ordu halkına önemli iş düşüyor. İnsanımız kurallara uyarsa ekstradan önlem almaya gerek kalmayacaktır. Eğer dikkat etmezlerse, aynı şekilde davranırlarsa bu önlemler yetmeyecektir. Belki başka inşaat projeleri, pratik prefabrik alanlar düşünülecektir. Ama ben inanıyorum ki Ordu halkı bunun farkına varmıştır. Sağlık görevlilerine daha fazla yük yüklemeyecektir.

 

SAĞLIKÇILARA ÇOK FAZLA YÜK YÜKLENMEMELİ

Soru: Daha fazla vaka sağlık görevlileri için de da fazla yük demek…

 

 Çünkü sonuçta doktor, sayımız sınırlı, sokaktan alındığı gibi doktor, hemşire olunmuyor. Belli bir eğitim, belli bir tahsille buraya gelmiş insanlar. Yetişmiş elemanlarımızın sayısı belli, sağlıkçılarımıza çok fazla yük yüklemememiz lazım. Vatandaşlarımızın bunu en birinci sırada düşünerek hareket etmesi lazım. Aslında bir anlamda kendi sağlıklarını da düşünmeleri demektir.  Doktor ve hemşirelere daha çok yük yüklemeden kendi sağlıklarını korumaları gerekir. Her şey vatandaşta bitiyor. Ne olur mecbur kalmadıkça evden dışarı çıkmayın. Mutlaka en yakınınız da olsa önlemlerinizi alın. Tedbirleri alarak oturun. Evinizi sık sık havalandırın. Mesafeli oturun. Her zamankinden daha dikkatli, daha mesafeli olsun.

 

BİZİ NASIL BİR ARALIK-OCAK-ŞUBAT BEKLİYOR?

Soru: Peki gelecek ön görünüz nedir. Bizi nasıl bir aralık-ocak-şubat-mart bekliyor?    

 

Mevsimsel gripler de başlıyor. Maske kullanımı mevsimsel griplerin geçişini de bir miktar azaltacaktır. Tabloya mevsimsel griplerin yani soğuk algınlığının da eklenmesi ile beraber tablo iyice karışabilir. Hekimlerimiz bu konuda karar vermede, tedavide ciddi sorunlar yaşayacaklardır. Vatandaşımız kurallara dikkat ederse, sadece maske ve mesafeye dikkat ederlerse durum rahatlayacaktır. Ben her şeyin başının vatandaşta olduğunu düşünüyorum. Vatandaşımız bu tedbirlere gerektiği gibi maksimum riayet ederlerse hem kendileri rahatlayacak hem de hekimlerimiz rahatlayacak belki de Türkiye’de etkilenerek Türkiye rahatlayacaktır.

 

GRİP BİR RİSKTİR 

Soru: Kış gribinin başlaması da risk olarak ifade ediliyor…

Mevsimsel griplerin de eklenmesiyle tablonun biraz daha zorlaşacağını düşünüyorum. Vatandaşlarımız bu konuda tedbirleri yeterince alırlarsa mevsimsel griplerin de etkisi olmadığı gibi mevsimsel griplerin de etkilemeyeceğini düşünüyorum. Burada ana nokta vatandaşlarımızın kurallara riayet etmeleri. Dünyanın en iyi ilaçlarını da getirseniz, dünyanın en iyi aşılarını da getirseniz yine iş insanımıza düşüyor. İnsanımız lütfen misafirliklere gitmesin, sosyal mesafelerini korusun.

 

FINDIK OLUMSUZ ETKİLEMEDİ

Soru: Peki Ordu için fındık sezonu risk olarak görülüyordu. Gurbetçiler gelecek, işçiler gelecek diye. Nasıl bir etkisi oldu?   

Mutlaka olumsuz etkisi olmuştur ama şu anki geldiğimiz durumun fındık sezonuyla veya okullarla alakalı olduğunu düşünmüyorum. Şu an geldiğimiz sorun tamamıyla vatandaşların bu tedbirlerin hafife almasından kaynaklanmaktadır.

 

C ve D VİTAMİNİ ÖNEMLİ

Soru: Korona virüse karşı takviye gıdalar konusu da gündemde. Bu konuyu nasıl değerlendirirsiniz?  

Ben şunu ifade etmek istiyorum. Özellikle hekimlerin tavsiye ettiği her ek gıdayı alabilirler. Özellikle bilim kurulunun önerdiği, Sağlık Bakanlığımızın önerdiği her ek gıdayı alabilirler. Onun dışında başak kurumların başka kişilerin tavsiye ettiği gıdaları almamalarını öneriyorum. Burada ek gıda olarak alınması gereken en önemli gıdaların başında bir su geliyor. İkincisi c vitamini geliyor. Bir de d vitamini geliyor. Onun dışında ek gıdaları alırken mutlaka -hatta her gıdayı alırken- hekimlere danışsınlar.

 

HEKİM BİR TELEFON KADAR UZAKTA

Soru: Sormadan kullanmasınlar diyorsunuz…

Hekimler bir telefon uzaklarında. Her hekim kardeşim zaten fedakarca çalışıyor. Büyük yük var üzerlerinde herkesin aile hekimine danışması durumunda aile hekimlerimiz bu konuda zaten yeterli bilgiye sahip. Onlara neleri alıp neleri almayacağı konusunda uyarılar yapabilir. Tabi çok fazla gıda alıp vücudu çöplüğe çevirmemek lazım ihtiyacı olan gıdayı almak lazım.

 

ÇAY YERİNE IHLAMUR

Soru: Virüse karşı etsi olan özel gıdalar da olabilir mi? 

Kış mevsiminde en çok ihtiyacımız olan gıda güneşin olmadığı için d vitaminidir. Enfeksiyonlara karşı direncin arttırılması içinde c vitaminidir. Demir eksiği olanlar, kansızlığı olanlar özellikle demir destekleyicileri almak istemiyorlarsa kara üzüm pekmezini öneriyorum. Yine kışın en çok bu tip durumlarda tüketilecek içecekler arasında çay yerine ıhlamur tüketmelerini öneriyorum. Bol su içmelerini öneriyorum. Onun dışında c vitamini ve d vitamini almalarını öneriyorum. Ama yine tabii ki hekimlerine sorsunlar. Hekimlerin onlara tavsiye ettiği başka gıdalar olabilir. Bu gıdaları alması yasak olan hastalar da olabilir. Hastalığın durumuna göre gıda alınmalı. Mutlaka hekimlerle, aile hekimleri ile diyalog içerisinde bu gıdaları tüketsinler.

 

RAKAM VERMEK GERÇEKÇİ OLMAZ

Soru: Şu anda Ordu’daki günlük vaka sayısı nedir? Rakam verebilir misiniz?  

Ordu’da günlük vaka sayıları ile ilgili rakam açıklayamıyoruz. Bize akış resmi bir yoldan gelmediği için söylediğimiz her sayı havada kalır. Dolayısıyla resmi bir kaynaktan alınmadığı için rakam vermemiz doğru olmaz.

 

İNSANIMIZI SEVİYORUZ…

Soru: Bir hekim olarak son olarak ne söylemek istersiniz?

Ben şöyle söyleyeyim insanımı çok seviyorum. Hekimlerimizi insanlarımızı çok seviyoruz zaten sevgi olmazsa hekimlik olmaz ama bizim onları sevdiğimiz kadar ne olur onlar da bizi sevsinler ve bu pandemi (salgın) tedbirlerine azami özen göstersinler. Çünkü artık gerçekten hekimlerimizde yorgun durumda. Cidden yorgun durumda ama yine de fedakarca çalışıyorlar. Bakın hiç birisi görevi bırakmıyor. Hepsi vatandaşımız şifa bulsun diye çalışıyor. Vatandaşımızdan tek istediğimiz önerdiğimiz 3 tane basit tedbire riayet etsinler. Bu ara görüşmesinler kimseyle, komşu ziyaretleri yapmasınlar, akraba ziyaretleri yapmasınlar. Eş dost ziyaretleri yapmasınlar. Herkes evine kapansın. Bunu el birliği ile çözeceğiz. Tek başımıza dünyanın en iyi ilacını getirsek, en iyi aşısını getirsek, en iyi tedavi işlemini getirsek bunu çözemeyiz. Bunu ancak el birliği ile davranışlarımız geliştirerek ve güzelleştirerek çözebiliriz.

 

TÜRK İNSANINA YAKIŞMIYOR

Soru: Bu kadar kritik konu yanında hekimlere saldırı konusu da gündemde vardı…

Hekimlere şiddet, sağlık personeline şiddet artık yakışmıyor. Gerçekten yakışmıyor. Artık bilişim çağındayız. Hele de Türk hekimlerine, canını-ölümü hiçe sayan, vatandaşının kurtulması için canını ortaya koyan Türk hekimlerine gerçekten saldırmak demek bu vatanın bu toprağın insanına ihanet etmek demek. Ben böyle insanları gerçekten Allah’a havale ediyorum. Bir hekime saldırmak ne demek ya…

 

SİZİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR…

Soru: Bu konuda da dertlisiniz…

Hekim doğumunuzda var, ölümünüze kadar yanınızda ve sizi hayata tutmaya çalışan meslek erbabı. Yıllarını vermiş, ömrünü çürütmüş, çocuklarını görememiş, kendini mesleğe adamış böyle bir hekime böyle bir hekim grubuna saldırılması gerçekten affedilir bir şey değil. İnşallah devletimiz bu konuda en caydırıcı tedbirleri alır diyorum ama devletin tedbir alması önemli değil önemli olan burada vatandaşımızın bilinci. Ben burada ne yapıyorum diye kendine sorması lazım. Bir hekim bir hastayı hayatta tutmaya çalışıyor, iyiliği için çalışıyor ve bu hekime sonunda saldırı reva olabilir mi? Bu dünyanın hiçbir yerinde yok inanın. Ben insanımızın sağ duyusuna güveniyorum. İnşallah hekimlere bu saldırı son bulur.

 

 

HEKİM DOSTU ŞEHİR ORDU

Soru: Bu konuda Ordu olarak bir çalışmanız vardı?

Ben Ordu Tabipler Odası başkanlığına seçildiğimde bir projem vardı. Pandemi (salgın) nedeniyle hayata koyamamıştık. İnşallah pandemi (salgın) geçtiğinde ortaya koyacağız ama şimdide koysak bir zararı olacağını düşünmüyorum. Burası hekim dostu şehir olacak demiştim. Yani hekime saldırının olmadığı, sağlık personeline saygının en yüksek olduğu bir şehir olacak burası. Hekim dostu şehir bunun için el birliği ile çalışacağız demiştim. Öyle hekim dostu şehir olacak ki burası dışarıdaki hekimler İstanbul, Ankara, İzmir’deki hekimler bizim hocalarımız profesörler bu kadar saygılı bir şehre gidelim yerleşelim en azından görelim diyecekler. Ben bunun için uğraşacağım. İnşallah öncelikle hedefimiz şu pandemi (salgın). Pandemiyi (salgın) bitirdikten sonra inşallah bu güzel işlerle de uğraşacağız.   

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberunye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.