DEAŞ'la mücadele Kararlılıkla Devam Edecek

SİYASET (Ordu Olay ) - Ordu Olay Gazetesi | 19.11.2019 - 11:04, Güncelleme: 28.03.2022 - 16:21 1552+ kez okundu.
 

DEAŞ'la mücadele Kararlılıkla Devam Edecek

Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, “Bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle (DEAŞ) mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek.” dedi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Bugün Suriye’nin kuzey doğusunda da kuzey batısında da Irak’ta da bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle (DEAŞ) mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek.” ifadesini kullandı. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi iş birliğinde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) sponsorluğunda iki gün boyunca devam edecek “2011 Sonrası Irak” başlıklı uluslararası sempozyum başladı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmalarını, ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin, Irak’ın Ankara Büyükelçisi Hasan el-Cenabi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Bölge Bakanı Aydın Maruf ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran yaptı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, bölgenin oldukça kritik bir dönemden geçtiği esnada, böyle bir sempozyumun düzenlenmesinin çok önemli olduğunu söyledi. Irak’ın Türkiye özel bir yere sahip olduğunun altını çizen Kıran, hem tarihsel hem de derin diplomatik ilişkilerin bulunduğunu kaydetti. Kıran, Türkiye’nin DEAŞ terör örgütüyle mücadelede yadsınamaz bir role sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “DEAŞ tehdidiyle mücadelede Türkiye her zaman en ön safta göğüs göğüse bu terör örgütünü bertaraf etmek için mücadele eden ülkelerin başında geldi. DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonunun en önemli ülkelerinin başında geldik. Bugün Suriye’nin kuzey doğusunda da kuzey batısında da Irak’ta da bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek.” PKK’nın ve bölgedeki uzantılarının Irak’ın güvenliğini tehdit ettiğini dile getiren Kıran, Irak hükümetinden, kendi anayasasına bağlı kalarak Türkiye’nin PKK ile mücadelede gösterdiği kararlılığa destek vermesini beklediklerini dile getirdi. ORSAM Başkanı Uysal da araştırma, yayın ve etkinlikleriyle orta doğu gündemini yakından takip etmeye devam ettiklerini, bu yıl da önemli değişimler yaşayan Irakta’ki gelişmeleri ele alacaklarını ifade etti. Uysal, 2011’den sonra yaşanan Arap Baharı’nın Irak’ı daha da kırılgan hale getirdiğine dikkati çekerek, “ABD’nin hazırlıksız şekilde yarattığı boşluk, mezhepsel gerginliği artırarak, devlet kurumlarının başarısızlığına neden olarak, aşiret ve yerel yönetimlerin etkinliğini artırdı.” değerlendirmesinde bulundu. “Irak’ın istikrarı bölgenin istikrarı demektir”Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tekin de sempozyuma ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi. Tekin şöyle devam etti: “Şu an bu bölgede yaşadığımız çatışmalar ve gelişmeler arasında modern ulus devlet ve onun dayatmacı yapısına ilişkin tartışmalar siyaset bilimi literatüründe tartışılıyor. Bu tartışmalar yaşanırken, bizim bölgemizde dahil olmak üzere dünyanın görece daha az gelişmiş bölgelerinde bu türden ayrılıkçı tohumlar yerleştirilirken, Batı kendi içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’nin oluşturduğu federal yapı gibi ya da Avrupa Birliği mantığında olduğu gibi ulus ötesi birliktelikler oluşturmakta, modern olan şey bu.” Tekin, bölgede ekonomik, politik, sosyal ve akademik açılardan ulus ötesi yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Emperyal mantığın çizdiği sınırların dışına çıkılması gerekli.” dedi. Irak’ın Türkiye Büyükelçisi Hasan El-Cenabi de “Irak’ın istikrarı bölgenin istikrarı demektir. Bölge halkımızın istediği de iki komşu ülke Irak ve Türkiye ilişkilerinin korunması ve geliştirilmesidir. Türkiye’nin kapıları Irak’a açık ve her düzeyde ilişkileri açıktır. Türklerin ülkemizde bulunmasının her iki ülkenin yararına olduğunu düşünüyoruz.” ifadesini kullandı. Irak’ta devam eden gösterilere de değinen El-Cenabi, gösterilerin anayasal meşruiyet içerisinde barışçıl olduğunu hükümetin de göstericilerin isteklerini yerine getirmeye çalıştığını kaydetti. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Bölge Bakanı Maruf da “2011 sonrası Irak’ta yaşanan olaylardan en önemlisinin 2014’te DEAŞ’ın Musul, Sincar, Telafer, Kerkük’ün güneyinin işgalidir. Bu işgal neticesinde bölgeden başta Türkmenler olmak üzere Yezidi ve Hristiyan birçok insan zorunlu göçe maruz kalmış, yurtlarından evlerinden olmuştur.” diye konuştu. Maruf, Irak yönetimine karşı yapılan gösterilere değinerek, Irak yönetime karşı tepkilerin 2013’ten sonra etnik gruplar üzerine kurulan bir yönetim olmasından kaynakladığını belirtti. Irak’ta bütün etnik yapıların isteklerine cevap verilmesi gerektiğini dile getiren Maruf, “Ne yazık ki son dönemde özellikle 2018 mayısta çıkan seçim sonuçlarında Türkmenler Irak’ta kurulan yönetimde yoklar. Bu da demokrasinin bir ayıbıdır. İnsan haklarına aykırıdır. Türkmenlerin varlığına karşı bir adaletsizliktir.” diye konuştu. Irak’ta ekonomi, politika, güvenlik, kültür, sosyal dinamikler ve dış ilişkiler gibi konuların tartışılacağı sempozyuma, dünyanın çeşitli üniversite ve araştırma merkezlerinden akademisyen ve uzmanların yanı sıra Türk ve Arap hükümetlerinden yetkili isimler katılıyor.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, “Bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle (DEAŞ) mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek.” dedi.


Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Bugün Suriye’nin kuzey doğusunda da kuzey batısında da Irak’ta da bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle (DEAŞ) mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek.” ifadesini kullandı.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi iş birliğinde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) sponsorluğunda iki gün boyunca devam edecek “2011 Sonrası Irak” başlıklı uluslararası sempozyum başladı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmalarını, ORSAM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uysal, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin, Irak’ın Ankara Büyükelçisi Hasan el-Cenabi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Bölge Bakanı Aydın Maruf ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran yaptı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kıran, bölgenin oldukça kritik bir dönemden geçtiği esnada, böyle bir sempozyumun düzenlenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
Irak’ın Türkiye özel bir yere sahip olduğunun altını çizen Kıran, hem tarihsel hem de derin diplomatik ilişkilerin bulunduğunu kaydetti.
Kıran, Türkiye’nin DEAŞ terör örgütüyle mücadelede yadsınamaz bir role sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“DEAŞ tehdidiyle mücadelede Türkiye her zaman en ön safta göğüs göğüse bu terör örgütünü bertaraf etmek için mücadele eden ülkelerin başında geldi. DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonunun en önemli ülkelerinin başında geldik. Bugün Suriye’nin kuzey doğusunda da kuzey batısında da Irak’ta da bölgemizin geleceğini tehdit eden bu terör örgütüyle mücadeleye kararlılıkla devam ediyoruz ve son DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelemiz devam edecek.”
PKK’nın ve bölgedeki uzantılarının Irak’ın güvenliğini tehdit ettiğini dile getiren Kıran, Irak hükümetinden, kendi anayasasına bağlı kalarak Türkiye’nin PKK ile mücadelede gösterdiği kararlılığa destek vermesini beklediklerini dile getirdi.
ORSAM Başkanı Uysal da araştırma, yayın ve etkinlikleriyle orta doğu gündemini yakından takip etmeye devam ettiklerini, bu yıl da önemli değişimler yaşayan Irakta’ki gelişmeleri ele alacaklarını ifade etti.
Uysal, 2011’den sonra yaşanan Arap Baharı’nın Irak’ı daha da kırılgan hale getirdiğine dikkati çekerek, “ABD’nin hazırlıksız şekilde yarattığı boşluk, mezhepsel gerginliği artırarak, devlet kurumlarının başarısızlığına neden olarak, aşiret ve yerel yönetimlerin etkinliğini artırdı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Irak’ın istikrarı bölgenin istikrarı demektir”Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tekin de sempozyuma ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını söyledi.
Tekin şöyle devam etti:
“Şu an bu bölgede yaşadığımız çatışmalar ve gelişmeler arasında modern ulus devlet ve onun dayatmacı yapısına ilişkin tartışmalar siyaset bilimi literatüründe tartışılıyor. Bu tartışmalar yaşanırken, bizim bölgemizde dahil olmak üzere dünyanın görece daha az gelişmiş bölgelerinde bu türden ayrılıkçı tohumlar yerleştirilirken, Batı kendi içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’nin oluşturduğu federal yapı gibi ya da Avrupa Birliği mantığında olduğu gibi ulus ötesi birliktelikler oluşturmakta, modern olan şey bu.”
Tekin, bölgede ekonomik, politik, sosyal ve akademik açılardan ulus ötesi yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Emperyal mantığın çizdiği sınırların dışına çıkılması gerekli.” dedi.
Irak’ın Türkiye Büyükelçisi Hasan El-Cenabi de “Irak’ın istikrarı bölgenin istikrarı demektir. Bölge halkımızın istediği de iki komşu ülke Irak ve Türkiye ilişkilerinin korunması ve geliştirilmesidir. Türkiye’nin kapıları Irak’a açık ve her düzeyde ilişkileri açıktır. Türklerin ülkemizde bulunmasının her iki ülkenin yararına olduğunu düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.
Irak’ta devam eden gösterilere de değinen El-Cenabi, gösterilerin anayasal meşruiyet içerisinde barışçıl olduğunu hükümetin de göstericilerin isteklerini yerine getirmeye çalıştığını kaydetti.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Bölge Bakanı Maruf da “2011 sonrası Irak’ta yaşanan olaylardan en önemlisinin 2014’te DEAŞ’ın Musul, Sincar, Telafer, Kerkük’ün güneyinin işgalidir. Bu işgal neticesinde bölgeden başta Türkmenler olmak üzere Yezidi ve Hristiyan birçok insan zorunlu göçe maruz kalmış, yurtlarından evlerinden olmuştur.” diye konuştu.
Maruf, Irak yönetimine karşı yapılan gösterilere değinerek, Irak yönetime karşı tepkilerin 2013’ten sonra etnik gruplar üzerine kurulan bir yönetim olmasından kaynakladığını belirtti.
Irak’ta bütün etnik yapıların isteklerine cevap verilmesi gerektiğini dile getiren Maruf, “Ne yazık ki son dönemde özellikle 2018 mayısta çıkan seçim sonuçlarında Türkmenler Irak’ta kurulan yönetimde yoklar. Bu da demokrasinin bir ayıbıdır. İnsan haklarına aykırıdır. Türkmenlerin varlığına karşı bir adaletsizliktir.” diye konuştu.
Irak’ta ekonomi, politika, güvenlik, kültür, sosyal dinamikler ve dış ilişkiler gibi konuların tartışılacağı sempozyuma, dünyanın çeşitli üniversite ve araştırma merkezlerinden akademisyen ve uzmanların yanı sıra Türk ve Arap hükümetlerinden yetkili isimler katılıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberunye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.