Ak Parti'de Aday Belirlemede 5 Kriter

BÖLGE GÜNDEMİ 17.09.2018 - 23:08, Güncelleme: 28.03.2022 - 16:21 2001+ kez okundu.
 

Ak Parti'de Aday Belirlemede 5 Kriter

AK Parti’de yerel seçimlere yönelik çalışmalar sürüyor. Genel Başkanvekili Kurtulmuş, aday belirlemede beş temel kriterlerinin olduğunu belirtti ve bunları şöyle sıraladı: Ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu.
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ile Yayın Danışmanı Halime Kökce’nin sorularını yanıtlayan AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş önemli açıklamalar yaptı. AK Parti’nin 2019 yerel seçimlerine yönelik stratejilerini anlatan Kurtulmuş, döviz kurları üzerinden sürdürülen uluslararası ekonomik operasyonlar ile Suriye’deki insani krize dair de önemli bilgiler verdi. AK Parti’nin yerel seçimlere dair belirlediği stratejiler hakkında ipuçları veren Kurtulmuş aday belirlemede beş temel kriterlerinin olduğunu belirterek bunları ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu şeklinde sıraladı.  İTTİFAK MESELESİ Yerel seçimler birkaç açıdan fevkalade önem arz ediyor. Birincisi, başkanlık sistemine geçildikten sonra yapılacak ilk seçim olması, böylece başkanlık seçiminin yerel seçime nasıl yansıyacağını da ilk kez görmüş olacağız. İkincisi, bu seçim geçmiş dönemin de ibrası anlamına gelecek bir seçimdir. Türkiye’nin her seçim çevresinde en iyi adayı bulup çıkarmak ve mükemmel bir seçim stratejisiyle her bölgede mümkün olan en yüksek oranla belediye başkanı çıkarmak öncelikli hedefimizdir. Tabi bu süreçte ittifak meselesi de gündeme gelebilir ama bizim açımızdan ittifak meselesi, stratejik bir konu olmaktan daha ziyade seçimin alınmasına ilişkin taktik bir meseledir. İttifaklar gelişen şartlara göre gündeme gelebilir. Şu anda meselemiz ittifak tartışmalarının içinde olmak değil.  ÇOK YÖNLÜ BİR SEÇİM  Sayın Başkanımızın kişisel karizması, liderlik vasıfları, halk nazarındaki popülaritesi önceki bütün seçimlerde tabiri caizse partiyi alıp sürükleyen ana unsurdu. Bu seçimde Başkanımızın kişisel karizması ve liderlik vasıflarının yanı sıra adayların da çok önemli bir hale geldiği bir seçim yaşayacağız. En küçük ilçemizde bile başkan adayı olan kardeşimiz hem birikimi, siyasi özelikleri, ahlakı ve tarzıyla hem de halk tarafından sevilebilir olmasıyla partiyi ve cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu liderliği taşıyabilme özelliğini haiz olmalı. Ona yaslanmaya değil tam tersine Ak Parti’yi daha yukarıya taşıyacak aday profiline ihtiyacımız olacak. Aday seçiminde beş ilke arayacağız. Ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu… Dizini kırıp halkın sofrasına oturabilme becerisini gösterebilen insan ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımız ‘’gönül belediyeciliği’’ diyor ya, bunu gösteriş için değil gerçekten yapabilen insana ihtiyacımız var. Koyduğumuz kriterlere en layık olan, en çok oy alabilecek ve partinin hedeflediği genel ve yerel hedefleri taşıyabilecek kim ise o adaylarla çıkacağız.  KAYIRMACILIK YOK FETÖ ile mücadele Sayın  Başkanımızın ve AK Partinin mücadelesinden de öte devletin, milletin beka mücadelesidir. Bu hiçbir tereddüde ve hiçbir kayırmacılığa yer olmayan bir alandır. İhanet çetesiyle şu ya da bu şekilde ilişkisi olan, içinde, kıyısında olan hiç kimsenin bu seçimde değil başkan adayı olması, belediyede meclis adayı olmasına dahi milletin tahammülü yoktur. Bunun böyle bir titizlikle inceleneceğinden kimsenin şüphesi olmasın.    KİBİRLİ OLMAYACAK Başarılı belediyecilikte hizmet şarttır, ama hizmet etmek tek başına yeterli değildir. Mutlaka insanların gönlüne girebilmek, insanlara sevgiyle tevazu ile yaklaşmak lazım. İnsanlar, ne kadar hizmet ederlerde etsinler kibir kuleleri gibi ortalıkta dolaşanlardan hazzetmezler. Onlara sempati duymazlar. İnsanlar Cumhurbaşkanımızı niçin seviyorlar? Çünkü evinden el sallayan bir ev hanımının ricasını kırmayıp evine gidip çayını içiyor, fukara sofrasında dizini kırıp oturabiliyor. İnsanlara çocuk dahi olsa son derece mütevazı, arkadaşı gibi yaklaşıyor ve bunları siyasi bir kaygıyla yapmıyor. İnsani bir tavır olarak bunu ortaya koyuyor. Adaylarımızın da bu özellikleri taşıması en az hizmet kadar önemli bir özellik olacaktır. Değerler dünyamız seçim kampanyasının hassasiyetlerinden olacak. Niyetlerimizi tazeleyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, köklerimizi yeniden kuvvetlendirmek yönünde çok sağlam bir iradesi var. 1994’te çok zorlu bir seçim kazanılmıştı. Şimdi 25 yıl sonra sadece adayın değil kampanyanın, teşkilatların, meclis üyelerinin, kısaca herkesin çok fazla önemli hale geldiği yeni bir seçim süreci yaşıyoruz. Burada topyekûn bir mücadele verilecek.  MİLLİ KİMLİK  Neyi kast ediyorum; büyük resme baktığımız zaman mesela Türkiye kur manipülasyonları üzerinden hizaya getirilmeye çalışılan bir ülke. İdlib’deki gelişmeler üzerinden köşeye sıkıştırılmaya çalışılan bir ülke. Bu anlamda Türkiye siyaset dili itibarı ile uluslararası sistemin haksızlıkları ile mücadele edebilme gücünü ortaya koyuyor. Türkiye’nin hakikaten milli kimliği ile kendi ayakları üzerinde onurlu bir şekilde dikilme mücadelesini verdiğini herkesin gördüğünü ve seçimin önemli argümanlarından birisinin bu olacağını düşünüyorum. Büyükşehirler başta olmak üzere hiçbir ilde endişemiz yok ama nihayetinde seçimde kararı verecek olan millet olduğu için biz kampanyamızı en iyi yürüten parti olmak zorundayız. Belediyecilik alanında doğu ve Güneydoğuda hayal bile edilemeyecek hizmetler yapıldı.Bu seçimde, genel stratejilerin yanından bölgesel stratejilerimiz de olacak. Hatta her ilin, ilçenin ayrı bir stratejisi olacak.  Türkiye’nin tahammülü kalmadı FETÖ ile mücadele Başkanımız ve AK Partinin mücadelesinden de öte devletin, milletin beka mücadelesidir. Bu hiçbir tereddüde ve hiçbir kayırmacılığa yer olmayan bir alandır. İhanet çetesiyle şu ya da bu şekilde ilişkisi olan, içinde, kıyısında olan hiç kimsenin bu seçimde değil başkan adayı olması, belediyede meclis adayı olmasına dahi milletin tahammülü yoktur. Bunun böyle bir titizlikle inceleneceğinden kimsenin şüphesi olmasın.    KUR VE ALGI OPERASYONU AYNI ANDA BAŞLADI Türkiye’ye dolar üzerinden bir kur operasyonun yanında ciddi bir algı operasyonu da yapıldı. Israrla kriz tabiri kullanıldı. Operasyonun kriz olabilmesi için Türkiye ekonomisinin kendi reel şartlarından kaynaklanan bir sıkıntının olması lazım... Hâlbuki herhangi ekonomik gerekçe ile izah edilemeyecek bir sabaha uyandık ve kurlarda bir oynama, çok hızlı yukarıya çıkış gördük. Bu daha evvel, uluslararası ekonomi politiği yönlendiren egemen güçlerin başka ülkelerde de denediği bir şeydi. Maalesef aynı senaryoyu Türkiye’de de oynamak istediler. Bunu temel sebebi; Sayın Başkanımızın ısrarla söylediği yerel paralarla ticaret yapılması teklifidir. Eğer ülkeler kendi para birimlerini kullanmaya başlarlarsa dolara ihtiyaç azalacak.  SURİYE KRİZİNİ HİÇ BİR ÜLKE TEK BAŞINA ÇÖZEMEZ  İdlib meselesi çok mühim. Son dönem egemenlik savaşlarının yöntemi, vekâlet savaşları şeklinde gidiyor. Birkaç sene evvel, “eğer Suriye’deki mesele çözülmez ve Suriye halkının istediği demokratik bir sürece geçiş sağlanamazsa, vekâlet savaşlarının tarafları doğrudan Amerika ve Rusya olur ve bölgesel ya da küresel bir savaşın içine girebilirler” demiştik. Şimdi iş bu noktaya gelmiş durumda. Şunu görmek lazım, Suriye’de hiçbir gücün tek başına sorunları çözme gücü yoktur; ne Amerika’nın ne de Rusya’nın. Dolayısıyla yapılması gereken bir an evvel Suriye’de bir barış sürecinin başlatılmasıdır. Anahtar kelime, Suriye halkının istediği bir çözümü ortaya koymaktır. Tam bu noktada, hiç kimsenin, İdlib üzerinden Suriye barışını köşeye sıkıştırmaya hakkı olmadığı kanaatindeyim. Astana sürecinin garantörü olan Türkiye, Rusya ve İran’a bu süreci yönetebilmeleri için yeni bir imkânın tanınması gerekiyor.  
AK Parti’de yerel seçimlere yönelik çalışmalar sürüyor. Genel Başkanvekili Kurtulmuş, aday belirlemede beş temel kriterlerinin olduğunu belirtti ve bunları şöyle sıraladı: Ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu.

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ile Yayın Danışmanı Halime Kökce’nin sorularını yanıtlayan AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş önemli açıklamalar yaptı. AK Parti’nin 2019 yerel seçimlerine yönelik stratejilerini anlatan Kurtulmuş, döviz kurları üzerinden sürdürülen uluslararası ekonomik operasyonlar ile Suriye’deki insani krize dair de önemli bilgiler verdi. AK Parti’nin yerel seçimlere dair belirlediği stratejiler hakkında ipuçları veren Kurtulmuş aday belirlemede beş temel kriterlerinin olduğunu belirterek bunları ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu şeklinde sıraladı. 

İTTİFAK MESELESİ

Yerel seçimler birkaç açıdan fevkalade önem arz ediyor. Birincisi, başkanlık sistemine geçildikten sonra yapılacak ilk seçim olması, böylece başkanlık seçiminin yerel seçime nasıl yansıyacağını da ilk kez görmüş olacağız. İkincisi, bu seçim geçmiş dönemin de ibrası anlamına gelecek bir seçimdir. Türkiye’nin her seçim çevresinde en iyi adayı bulup çıkarmak ve mükemmel bir seçim stratejisiyle her bölgede mümkün olan en yüksek oranla belediye başkanı çıkarmak öncelikli hedefimizdir. Tabi bu süreçte ittifak meselesi de gündeme gelebilir ama bizim açımızdan ittifak meselesi, stratejik bir konu olmaktan daha ziyade seçimin alınmasına ilişkin taktik bir meseledir. İttifaklar gelişen şartlara göre gündeme gelebilir. Şu anda meselemiz ittifak tartışmalarının içinde olmak değil. 

ÇOK YÖNLÜ BİR SEÇİM 

Sayın Başkanımızın kişisel karizması, liderlik vasıfları, halk nazarındaki popülaritesi önceki bütün seçimlerde tabiri caizse partiyi alıp sürükleyen ana unsurdu. Bu seçimde Başkanımızın kişisel karizması ve liderlik vasıflarının yanı sıra adayların da çok önemli bir hale geldiği bir seçim yaşayacağız. En küçük ilçemizde bile başkan adayı olan kardeşimiz hem birikimi, siyasi özelikleri, ahlakı ve tarzıyla hem de halk tarafından sevilebilir olmasıyla partiyi ve cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu liderliği taşıyabilme özelliğini haiz olmalı. Ona yaslanmaya değil tam tersine Ak Parti’yi daha yukarıya taşıyacak aday profiline ihtiyacımız olacak. Aday seçiminde beş ilke arayacağız. Ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu… Dizini kırıp halkın sofrasına oturabilme becerisini gösterebilen insan ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanımız ‘’gönül belediyeciliği’’ diyor ya, bunu gösteriş için değil gerçekten yapabilen insana ihtiyacımız var. Koyduğumuz kriterlere en layık olan, en çok oy alabilecek ve partinin hedeflediği genel ve yerel hedefleri taşıyabilecek kim ise o adaylarla çıkacağız. 

KAYIRMACILIK YOK

FETÖ ile mücadele Sayın  Başkanımızın ve AK Partinin mücadelesinden de öte devletin, milletin beka mücadelesidir. Bu hiçbir tereddüde ve hiçbir kayırmacılığa yer olmayan bir alandır. İhanet çetesiyle şu ya da bu şekilde ilişkisi olan, içinde, kıyısında olan hiç kimsenin bu seçimde değil başkan adayı olması, belediyede meclis adayı olmasına dahi milletin tahammülü yoktur. Bunun böyle bir titizlikle inceleneceğinden kimsenin şüphesi olmasın. 

 

KİBİRLİ OLMAYACAK

Başarılı belediyecilikte hizmet şarttır, ama hizmet etmek tek başına yeterli değildir. Mutlaka insanların gönlüne girebilmek, insanlara sevgiyle tevazu ile yaklaşmak lazım. İnsanlar, ne kadar hizmet ederlerde etsinler kibir kuleleri gibi ortalıkta dolaşanlardan hazzetmezler. Onlara sempati duymazlar. İnsanlar Cumhurbaşkanımızı niçin seviyorlar? Çünkü evinden el sallayan bir ev hanımının ricasını kırmayıp evine gidip çayını içiyor, fukara sofrasında dizini kırıp oturabiliyor. İnsanlara çocuk dahi olsa son derece mütevazı, arkadaşı gibi yaklaşıyor ve bunları siyasi bir kaygıyla yapmıyor. İnsani bir tavır olarak bunu ortaya koyuyor. Adaylarımızın da bu özellikleri taşıması en az hizmet kadar önemli bir özellik olacaktır. Değerler dünyamız seçim kampanyasının hassasiyetlerinden olacak. Niyetlerimizi tazeleyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, köklerimizi yeniden kuvvetlendirmek yönünde çok sağlam bir iradesi var. 1994’te çok zorlu bir seçim kazanılmıştı. Şimdi 25 yıl sonra sadece adayın değil kampanyanın, teşkilatların, meclis üyelerinin, kısaca herkesin çok fazla önemli hale geldiği yeni bir seçim süreci yaşıyoruz. Burada topyekûn bir mücadele verilecek. 

MİLLİ KİMLİK 

Neyi kast ediyorum; büyük resme baktığımız zaman mesela Türkiye kur manipülasyonları üzerinden hizaya getirilmeye çalışılan bir ülke. İdlib’deki gelişmeler üzerinden köşeye sıkıştırılmaya çalışılan bir ülke. Bu anlamda Türkiye siyaset dili itibarı ile uluslararası sistemin haksızlıkları ile mücadele edebilme gücünü ortaya koyuyor. Türkiye’nin hakikaten milli kimliği ile kendi ayakları üzerinde onurlu bir şekilde dikilme mücadelesini verdiğini herkesin gördüğünü ve seçimin önemli argümanlarından birisinin bu olacağını düşünüyorum. Büyükşehirler başta olmak üzere hiçbir ilde endişemiz yok ama nihayetinde seçimde kararı verecek olan millet olduğu için biz kampanyamızı en iyi yürüten parti olmak zorundayız. Belediyecilik alanında doğu ve Güneydoğuda hayal bile edilemeyecek hizmetler yapıldı.Bu seçimde, genel stratejilerin yanından bölgesel stratejilerimiz de olacak. Hatta her ilin, ilçenin ayrı bir stratejisi olacak. 

Türkiye’nin tahammülü kalmadı

FETÖ ile mücadele Başkanımız ve AK Partinin mücadelesinden de öte devletin, milletin beka mücadelesidir. Bu hiçbir tereddüde ve hiçbir kayırmacılığa yer olmayan bir alandır. İhanet çetesiyle şu ya da bu şekilde ilişkisi olan, içinde, kıyısında olan hiç kimsenin bu seçimde değil başkan adayı olması, belediyede meclis adayı olmasına dahi milletin tahammülü yoktur. Bunun böyle bir titizlikle inceleneceğinden kimsenin şüphesi olmasın. 

 

KUR VE ALGI OPERASYONU AYNI ANDA BAŞLADI

Türkiye’ye dolar üzerinden bir kur operasyonun yanında ciddi bir algı operasyonu da yapıldı. Israrla kriz tabiri kullanıldı. Operasyonun kriz olabilmesi için Türkiye ekonomisinin kendi reel şartlarından kaynaklanan bir sıkıntının olması lazım... Hâlbuki herhangi ekonomik gerekçe ile izah edilemeyecek bir sabaha uyandık ve kurlarda bir oynama, çok hızlı yukarıya çıkış gördük. Bu daha evvel, uluslararası ekonomi politiği yönlendiren egemen güçlerin başka ülkelerde de denediği bir şeydi. Maalesef aynı senaryoyu Türkiye’de de oynamak istediler. Bunu temel sebebi; Sayın Başkanımızın ısrarla söylediği yerel paralarla ticaret yapılması teklifidir. Eğer ülkeler kendi para birimlerini kullanmaya başlarlarsa dolara ihtiyaç azalacak. 

SURİYE KRİZİNİ HİÇ BİR ÜLKE TEK BAŞINA ÇÖZEMEZ 

İdlib meselesi çok mühim. Son dönem egemenlik savaşlarının yöntemi, vekâlet savaşları şeklinde gidiyor. Birkaç sene evvel, “eğer Suriye’deki mesele çözülmez ve Suriye halkının istediği demokratik bir sürece geçiş sağlanamazsa, vekâlet savaşlarının tarafları doğrudan Amerika ve Rusya olur ve bölgesel ya da küresel bir savaşın içine girebilirler” demiştik. Şimdi iş bu noktaya gelmiş durumda. Şunu görmek lazım, Suriye’de hiçbir gücün tek başına sorunları çözme gücü yoktur; ne Amerika’nın ne de Rusya’nın. Dolayısıyla yapılması gereken bir an evvel Suriye’de bir barış sürecinin başlatılmasıdır. Anahtar kelime, Suriye halkının istediği bir çözümü ortaya koymaktır. Tam bu noktada, hiç kimsenin, İdlib üzerinden Suriye barışını köşeye sıkıştırmaya hakkı olmadığı kanaatindeyim. Astana sürecinin garantörü olan Türkiye, Rusya ve İran’a bu süreci yönetebilmeleri için yeni bir imkânın tanınması gerekiyor.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberunye.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.